Kayıtlar

2009 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

İstanbuldan Göcek'e 8

2 ağustos Pazar sabahı 05.30 da Ayvalıktan ayrıldım. Babakaleyi dönene kadar nerdeyse hiç rüzgar yoktu. Ama burnu dönüp kuzeye yönelince, tam kafadan gelen,yer yer 28 knot’a varan rüzgar, kaldırdığı dalga ile teknenin ilerlemesini engelliyordu. Cenovayı açıp rüzgara 50-55 derece açılarla zigzaglar yaparak, teknenin nispeten sarsıntısız seyretmesine çalıştım. Fakat ortalama hız yinede düşük oluyordu. Rüzgara 45 derece açılarla seyir yapılsa tekne yeteri kadar hız kazanamıyor ve de dalgaların etkisiyle yine yüksekten düşüp suya çarparak çok rahatsız ediyordu. Yine akşam güneş batarken Bozcaadaya girebildim. 3 ağustos sabahı saat 06.00 Çanakkaleye gitmek üzere Bozcaadadan ayrılıp motor seyriyle ve rahat bir yolculukla 14.30 sıralarında Çanakkale marinaya girdim. Yolda sık sık sintine pompasını çalıştırıp biriken suyu tahliye ettim. İstanbula fazla yol kalmamıştı. Sabah 05.00 da yola çıktım. Akşam 18.00 civarı Mürefteye varırken, salmanın bağlantısının gevşemiş olma ihtimali canımı sıkıy...

İstanbuldan Göcek'e 7

Sabah yine erkenden yola çıkıp Knidos burnunu döndük. Turgutreise yaklaştığımızda rüzgar azgınlaştı. D-Marinden mazot alıp yolumuza devam ettik. Yalıkavakta kalmayı düşünürken rüzgar kolayımıza olduğundan Didim marinaya yöneldik. Motor yelken yolumuza devam ederken zaman zaman 8 Dmili hıza ulaşıyorduk. Yine hava kararmadan Didim marinaya bağlandık. Sonraki gün nerdeyse hiç yelken açamadan Kuşadasına vardık, rüzgar yoktu. Burada, aşağıya giderken görüştüğümüz, Nelea teknesi sahibi Ahmet Semiz bey ve eşi Ayhan hanım ile tekrar görüşme ve sohbet şansı bulduk. Eşim annesine bakma sırası sebebiyle buradan İstanbula döndü. Ben de dönüş için hava durumunu kollamaya başladım. İlk anda 1 ağustos cumartesi günü havanın uygun olacağı yönünde rapor vardı. Ertesi gün, Cuma ve cumartesi aynı sertlikte havaya işaret ediyordu. Bu sırada Ahmet Semiz bey İzmirden arayarak, Foçaya kadar benimle gelebileceğini söyledi, bende memnun olacağımı bildirdim. 30 Temmuz Perşembe akşamı geldi. Ertesi sabah erkende...

İstanbuldan Göcek'e 6

Bundan sonra yeni kaplinin takılması macerası var sırada. Yeni kaplin Vetus imiş. Önce kolayca takacaklarını sandım. Çünkü kaplin söküleli çok olmuştu ve ölçüsüne göre sipariş etmiş olmalıydılar. Yerine uydurulamayınca deliklerini büyütmeye başladılar. Hatta ellerindeki matkap yeterli olmadığından benim yuvarlak eğeyi verdim, biraz da onunla genişlettiler. Yine olmayınca dışarı çıkıp, delikleri geniş ortamda büyütmeye başladılar. Yeni kaplini alarak çıkarılmış olan ile deliklerini çakıştırmaya çalıştım. Ve onlara, delikleri, dış daire patlayıncaya kadar genişletmeleri gerektiğini gösterince duraladılar. Çıkarılmış olan kaplinin bozulmuş olan civata dişlerini yeniden çekerek ve biraz tesviye ederek, yeni kaplinden daha güvenilir olacağını konuştuk. Eski kaplini alıp gittiler ve konuştuğumuz gibi düzelterek geldiler. Ama akşam olmuştu. Tekneyi suya indirecek olanlardan birisi 18.30 a kadar bekleyip tekneyi indirdi. Bundan sonrası, ancak gece teknenin kalacağı belediye marinasına gidebild...

İstanbuldan Göcek'e 5

İlk gün, sökme işi başlayınca canım sıkılmaya başladı. Şaftın kaplinini bir türlü çıkaramıyorlardı. Bir ara motorun çevresinde, çepeçevre 6 kişi olduğunu gördüm. Ben de bir kenardan durumu izliyordum. Benimle birlikte 7 kişiydik daracık alanda. Vura vura kaplini harap ettiler yine de çıkaramadılar. Sökme işini ertesi güne bırakarak gittiklerinde, ben de kapline baktım. Tam tersi yönden vuruyorlar diye düşündüm. Ertesi sabah, geldiklerinde benim düşüncemi de söyledim. Ama dediğim şekilde de sökülmeyince zaten şaftı keserek çıkarmaya niyetlenip ona göre hazırlıklı geldiklerinden, şaftı kesip çıkardılar. Sonraki gün geldiklerinde şaftın ucunu kaplinden çıkarmışlardı. Tam benim tahmin ettiğim gibi değildi ama benzer bir şekilde yarıklı bir boru flanşla sıkıştırılmaydı, yani kaplin, flanş ile şaftı sıkarak bir nevi sıkı geçme gibi şaftı tutuyordu. Şaftı sipariş edecekler ve kendileri tornada yaparak yerine takacaklardı. Bu arada şaft braketi yerinde oynamıştı. Bu oynamayı da epoksi reçine...

İstanbuldan Göcek'e 4

Sabah 5.20 de yola çıktık. Motorla yola devam ederken yelkeni de takviye olarak açıyoruz. Çiftlik koyuna yaklaştığımız sıralarda rüzgar iskele bordadan zaman zaman 32.5 deniz mili hızla esti. Bu sağanaklarda tekne, cenova yelken yüzünden bazen ani yatmalar ve yön değişiklikleri yaptığından, kah cenovayı az açarak veya tamamen toplayarak çiftlik koyuna varıp bir restoranın iskelesine bağlandık. Ertesi sabah yine erken çıkıp Göçek koyuna varmayı ümidediyoruz. …… Artık yazmaya bile utanıyorum nerdeyse. Yine acemilik, hata, artık isim bulamıyorum, her neyse, büyük bir şamar yedik Taşyaka koyunda. Öğlenden sonra koya girdik. Oldukça uygun bir köşenin biraz açığına zinciri bıraktık. Sonra, yeterli uzunlukta tek parça koltuk halatlarımız olmadığından, bir kaç ek ile yaptığımız iki koltuk halatını, ağaçlara zarar verilmesin diye yapılmış babalara bağladık. Biraz yüzdükten sonra, zincirin kalomasının az olabileceğini düşündüm ama, bulunduğumuz yer çok kuytu göründüğünden ve rüzgar yükü zincire ...