Kayıtlar

Haziran, 2009 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Çeşme ve sonrası İstanbula

Buraya girdiğimize göre, Transitlog, pasaport giriş, vs. işlemleri burada yapacağız. Bu arada, borda ve silyon fenerlerini de tamir etmeliyiz. Sabah, bu işler için çıkmadan, silyon fenerinin ampulünü tespit etmek gerek. Teknede direğe çıkmakta kullanılan bir koltuk var. Onu mandar halatına bağlayarak vince volta ettik. Kaptan vinci çekerken zorlandığı için, ben de, çarmıh telleri, vs. ye tutunup kendimi az da olsa çekerek, onun işini kolaylaştırmaya çalıştım. Aslında, bir de emniyet halatı kullanmam gerekirdi. Fakat, Cenova da, ana yelkende çekilmiş olduğundan, kullanabileceğimiz böyle bir hakat yoktu. Silyon fenerine ulaşıp, kapağı çıkardım. İçinden ampulu alarak gözle muayene ettim. Arızalı gibi duruyordu. Aşağıya inince ölçerek de arızalı olduğunu gördük. Önce liman başkanlığına gittik. Ellerinde transitlog olmadığını, ama, Altınyunus Oteli yanındaki Setur marinadan alabileceğimizi söyledi. Oraya gitmeden önce, ampul, vida gibi ihtiyaçlarımızı alabileceğimiz dükkana gittik. Aradıkla...

Androstan Çeşmeye

Androstan sabah saat 06.00 da hareket edecektik. Saat 05.30 da haşlanmış yumurta ve beyaz peynirle kahvaltı yapıp, 05.45 te demir aldık. Demiri, dümen mahallinden vira ettik. Sigorta devreyi kesmeden demir toplandı. Fakat bu defa, baş taraftaki kontrollar çalışmadığından, demiri yerleştirmek zor oldu. Biraz tornistan yapıp sahilden uzaklaştıktan sonra dümen kırıp, liman çıkışına yöneldik. Kaptan “hareket etmiyormuyuz?” dedi. “Yoo, gidiyoruz.” Diye cevap verdim. O, GPS ye bakıp, “hareket etmiyoruz” dedi, bu sefer. Bu sefer tam yol verdik makinaya. Fakat, evet, hareket etmiyoruz. Dümeni, sağa sola kırarak, tornistan yaparak, tam yol çalıştırarak ilerlemeye çalıştık. Tekne oturmuştu!... Tekrar dümen kırarak, tornistan yaparak, kurtulmaya çalışmalarımız sonuç vermiyordu. Nasıl olmuştu bu iş? Aynı yoldan, 3 metre su ile gelmiş, 2,5 metreyi görünce demirlemiştik. Bulunduğumuz yer, 3 metre su olan yerlerdi. İlk gelişimizde buradan girmiştik. Sonra ayrılmış, rıhtıma gitmiş, 3 saat kalıp geri d...

Androstayız

Kumanda paneline bakarken içinde , üzerinde “water” yazan bir gösterge gördüm. Ve, ibre “E” (empty) de duruyordu. Demekki kullanma suyumuz bitmişti. Şimdi ne yapacaktık? Buradan hemen gidemeyeceğimize göre su, kumanya gibi ihtiyaçlarımız karşılanmalıydı. Kaptan, “ben yarın sabah liman başkanına gider durumumuzu söylerim, bize ihtiyaçlarımız için izin verir” dedi. Ertesi sabah, kalkınca dingiyi çözüp suya indirdik. Kaptan kürekle sahile gidip dinghy’i bağladı ve yürüyerek (evraklarla birlikte)liman başkanlığına gitti. Yanına aldığı cep telefonuyla, 10.30 ile 13.30 arası için müsaade aldığını söyledi. Hemen demiri alıp rıhtıma abord olduk. Biz rıhtıma doğru giderken, liman girişine yaklaşmakta olan feribot az sonra gelip hemen yakınımıza kıçtan bağlandı. Henüz saat 10.20 idi. Ve anlaşılan 15 dakika erken gelmiştik. Çünkü hemen ardından ikinci feribot da diğer yanımızdaki yere kıçtan muhteşem bir manevrayla bağlandı. Manevra sırasında kum boşaltmakta olan bir kum kosterine 5-10 cm hata il...